20 Ekim 2011 Perşembe

GÜZEL DİLİMİZİ DEĞİL,LİSANIMIZI DOĞRU VE GÜZEL KULLANALIM

Çok işittiğim anlatım yanlışlıklarından biri de uzun sözcüğünün kullanımıyla ilgilidir: “Orada uzun yıllar kaldım, takımımız uzun haftalar antrenman yaptı…” Böyle cümleleri siz de defalarca duymuşsunuzdur..................................................................

Tatilin, teneffüsün, gecenin, gündüzün uzunu ve ya kısası olur fakat haftanın, yılın uzunu, kısası olmaz...............................................................................

Çünkü hafta yedi, yıl ise üç yüz altmış beş gündür. “Nice haftalar, nice yıllar” denmelidir.................................................................................


1979’lu yıllar, 95’li yıllar” deyişi de çok yaygındır..........................................................................

1979 yılı bir tanedir.79’lu yıllar diyemezsin.........................................

70’li, 90’lı yıllar olabilir, çünkü birden fazla yıl söz konusudur bu ifadede............................................................


Son belediye başkanlığı seçiminde, büyükçe bir ilçenin belediye başkan adaylarından birinin afişi beni kahkahalara boğmuştu.............................................................

Başkan adayı bastırdığı afişe kravatlı, yakışıklı, tebessüm eden bir fotoğrafını koymuş ve altına şöyle yazdırmış: “Değerli hemşerilerim ! Sizin hizmetinize talibim….................................................


Bu afişi dükkânların, otomobillerin camlarına yapıştırmışlar.....................................................................

İlçenin her ferdi sokağa çıkınca onlarca kez bu afişi görüyor fakat yapılan anlatım yanlışını kimse fark etmiyor....................................................................

“Sizin hizmetinize talibim” ne demek biraz düşünün….......................................................................................

Anladınız değil mi ? Sizin kızınıza talibim ne demekse o demek...........................................................................................


Son olarak büyük bir gazetenin dokuz sütuna manşet yaptığı bir cümleyi yazayım: “Devlet borçlarını toplayamıyor…”  Ne demek isteniyor bu cümlede ? Yazıyı okuyunca anlıyorsunuz. Bağ-Kur’a bağlı esnaf primlerini ödemiyormuş, bazı şirketler de çalışanlarının primlerini sigortaya yatırmıyormuş. 

Fakat bu olay böyle mi ifade edilir??????????????????????????????????????????????????????????????????

“Devlet alacaklarını toplayamıyor.” diyecek yerde tam tersini söylüyor.

Şimdi bu kısa girişten sonra ayrıntılara geçelim...........................................................................


Hiç okula gitmemiş insanlarımızdan en meşhur yazarlarımıza kadar herkesin az ve ya çok yaptığı anlatım yanlışları kelimeleri yanlış kullanmaktan kaynaklanır........................................................

Bu yanlışları ; Eş anlamlı kelimeler kullanmak, bazı kelimeleri gereksiz kullanmak, anlamca çelişen kelimeler kullanmak ve bir kelimeyi veya deyimi yanlış kullanmak şeklinde özetleyebiliriz......................................................................


İslâmiyeti kabul edip de İslâm kültürü dairesine girince doğal olarak  Arapça ve Farsçadan, önce “Allah, namaz, ezan” gibi dinle ilgili kelimeleri ; daha sonra günlük hayatımızla ilgili “aile, fert, hür” gibi kelimeleri aldık.............................................................

1839 Tanzimat fermanından sonra ki Batılılaşma çalışmaları sonucunda dilimize Fransızcadan ve İngilizceden kelimeler girdi...........................................................


Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün isteği ve direktifleriyle Türk Dil ve Tarih Kurumu kuruldu.......................................................

Türk Dil Kurumunun gayretleriyle dilimizi özleştirme çalışmaları başlatıldı ve bu yolda epey mesafe katedildi..............................................

Fakat bu arada bazı karışıklıklar yaşandı..............................................................


Türk Dil Kurumunun türetip halkımızın beğenisine sunduğu bazı kelimeleri kullanma gayreti içinde olan halkımız bu kelimelerin Arapça aslını da unutamadı ve böylece eş anlamlı kelimeler kullanma yanlışına düştü....................................................

Konuşmalara dikkat ediniz: “meselâ örneğin” , “imkân ve olanak yok” , “Türk milleti, ulusu” , “henüz hâlâ yanıt bulamadım” , “tebrik ve kutlama mesajı”, “saygı ve hürmetlerimi sunarım” , “ben politika ve siyaseti bilirim” , “Türkler hür ve özgür yaşamak ister” , “mağaza ful doluydu” gibi çok bariz yüzlerce anlatım yanlışına şahit olacaksınız....................................................

Ya da son bir örnekle bitirelim artık diyorum................................................................

Hani deriz ya 'Ben oraya bir çok kez gittim ya da o filmi bir çok kez izledim' gibi.....................................

Bir şey ya birdir ya da çoktur değil mi ????????????????????????????????????????????????????

Yani bir çok kez olmaz pek çok kez olur diyeceğim fakat bu da saçma  olacak çünkü 'pek' zaten çok demek değilmidir ?????????????????????????????????????????????

Gelelim sözün özüne ; Süslü ya da etkili konuşacağız diye öyle saçmalıyoruz ki hem canım Türkçemizin içine ediyoruz hemde komik duruma düşüyoruz diyeceğim fakat bu da saçma olacak çünkü kimse bu hatalarımızı fark edebilecek Türkçe'ye sahip değil hatta ben bile zaman zaman ağız alışkanlığı sebebi ile yapıyorum bu hataları diyorum ve artık bitiriyorum...........................................

Sevgiyle kalın arkidişler :) :) :) :) :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder